24 Aralık 2010 Cuma

HAYALLERLE YAŞA TADINA VARACAKSIN

Sabah sabah düşündüğüm şeye bak yafff.Hele birde bu sabah bir kış sabahı olursa biraz tuhaf kaçıyor ama napalım düşüncelere gem vurulmuyorki.
Açmışım gözümü bir durakta.Aaaa oda ne durak değil burası cennet tepesi.Of of of şöööyle bakıyorum tepeden ayvalığa.Harika ya.O deniz kokusu taaa buralara kadar geliyor.Muhteşem bir güzellikle karşı karşıyayım.
 Uzunca bir süre izledikten sonra manzarayı karnımın acıktığını farkediyorum hemen ayvalığa geçiyorum.Hiç yemeden gidilirmi???Tabiki ayvalık tostu.Ayrı bir tat ayrı bir lezzet. Bir tane daha bir tane daha derkennn bri beni tutsun canım durduramıyorum kendimi...Yedikçe daha çok yemek istiyorum En iyisi biraz dolaşıp midedekileri eritmek diyorum ve başlıyorum sokaklarda gezinmeye.

Kendine ait eşsiz güzelliğiyle ayvalık sokaklarında cirit atarken cumbalı evlerin güzelliği sokakların sadeliği eski yapıların bolluğuyla bu şehir beni çok etkiliyor.Sahil şeridinde balıkçılarla sohbet etmek güzel olacak sanırım diyede aklımdan geçiriyorum bu arada.







Buraya kadar gelmişken cunda adasını,şeytan sofrasını görmeden olurmu hiçççç.
Cunda adası sakin,sessiz, yerli halkı ve çevresindeki eldeğmemiş eşsiz güzellikteki adalaryla huzur veren bir ortama çağırıyor insanı.
   Şeytan sofrasındaysa günbatımı bir başka ahengle dans ediyor.İzlerken nefesinizi tutmalısınız.
                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                               Akşamda olmak üzere karnımda zil çalıyor.Terasa çıkıp güneşin batışını ,denizi,güneşten denize vuan kızıllığı seyredip mangalda közlenen etleri yemeside (hımmmm kokusu bile harika ya)nasıl bir lezzettir anlatamam....


       Bu kadar gezinti yeter birazda alışveriş yapalım dimi.
       Hoooop atladık izmire .Para çokya alışveriş zamanı.
       Kemeraltının tarihi sokaklarında gezerken aldığım hazzı bilemezsiniz.

       Şimdimi?
        Alışveriş yaptık ya hopppp çeşmenin sımsıcak kumu bizi bekliyor.Denizinde istediğiniz kadar yüzebilirsiniz.Çünkü derinlik nedir bilmez
                                                                                                   

 İnci tanesi gibi kumlar masmaviiiii sular sörf yapanlar taşdan yapılmış binalardaki gösterişli eğlence yerleri cafeler, barlar, hepsi bir başka dünya harikasıdır.Alaçatı, ılıca,çeşme limanı insanın içini kıpır kığır hoplatırken kendinizi gençlik iksiri içmiş gibi hissederseniz şaşırmayın.

 



 Sanırım çeşmede çok eğlendik.Aslında levent yüksel'in dediği gibi
                   -   beni bırakın beni bırakın beni bırakın bu caddelerde-
demek isterdim amab....Daha göürülecek gezilecek keşfedilecek çok yer varrrr..
Tıngırdaya tıngırdaya yola devam etmek isterken oda ne ssat 8,25.Ve ben henüz hazırlanmadım bile.
Eyvahhh geç kaldım galiba.Birazdan ne ayvalık tostunu ne çeşmenin kumunu nede kemeraltının alışveriş zevkini hayal edebilecek akıl olmayacak bende.
Çünkü işten kovulucammm...
Of ya bu güzelliklerden sıyrılıp işe gidilirmi hiç?

                                                                                                       

NE VAKTİM NE NAKTİM VARRR...

Ceketimi alıp çıkasım var şurdan.Şöyle mağazaları karış karış gezesim bol bol alışveriş yapasım var.Kıyafetlerini birini giyip birini çıkarasım bu aradada aynanın karşısında avazım çıktığı kadar bağırarak dans edesim var.Hatta o kadar çok bağırarak şarkı söylemeliyim ki mağazaların camları yere inmeli.Ellerimi doldurmalıyım paketlerle,süslü hediyelik çantalarla.İçleri sadece ayakkabı ,etek, elbise,çizme,pantolon,ceket olmalı.Sonra çeşit çeşit boyalar almalıyım rujlar, farlar, gözkalemleri.Sürüp sürüştürmeliyim.Altını üstüne getirmeliyim alışveriş merkezlerinin.
Ayaklarımın altı şişmeli yorgunluktan,açlıktan başım dönmeli.Oturmalıyım cafelere bol bol atıştırmalıyım.Patlayana kadar,karnım şişene kadar tıkınmalıyım.
Bunları yapmak o kadar zevk verecekki dünya benim için tersinden dönecek.
Şişşt uyan kızım uyan hala iştesin ve cebinde hiç paran yokkkk.İnanmıyorsan boşalt ceplerini.
Offf çektim kendi kendime çünkü bunları yapmak için
Ne naktim
Ne vaktim
Nede fırsatım varrrrrrrrrrr...

BUGÜN

O kadar çok sıkıştımki
anlatamam.Ama wc ye
çıkamıyorum
çünkü hala kahrolası
işyerindeyimmmmmmm.

17 Aralık 2010 Cuma

VAZGEÇTİM...

Yine sıkıcı birgün ,yine sıkıcı bir hava.
Ve ben yine sıkıcı işime gidebilmek için sabahın ayazında kalktım yataktan.Soğuk puslu havayı görünce geri dönüp yatmak istedim.Olmadı.
Düştüm yollara,geldim buraya.Şimdi...
Şimdimi??Oturmuş bekliyorum yelkovanla akrebin saatin 18,30 u göstermesini.
Zaman durmuş gibi. Ne akrep yelkovanı nede yelkovan akrebi kovalamıyor sanki.
Bir of çektim ama içimden sanki kimse duymasın  der gibi.
Akşam olurmu diye düşünürken daha burada geçecek kaç gündüzlerim olacak saymak istedim.
Vazgeçtim...